Yaklaşık üç aydır, bir yokuştan yuvarlanır gibi yaşadığımı fark ettim. Her gün yeni bir şeyler gerçekleşiyor. Güzel şeyleri göremediğim, mecburen bakış açımı zorlayarak zorluklardan güzellikler eşeleğim bir süreç. Herhalde sabrımın son demleri ki, vücudumdaki döküntülere yarım saat evvel yenisi eklenmiş. Çünkü daha yarım saat önce başka bir korkunun ve üzüntünün içine girdim. İsyan etmek değil... Continue Reading →
ne zaman böyle iddialı laflar etsem
Her yeni öğrendiğimiz şey, onu önceden bilmiyor oluşumuzun talihsiz bir ızdırabını yaşatıyor. Öğrenme süreci verilen zamanın ve emeğin zorluğunun yanında bir yanıyla bu yüzden de sancılı. Belki de değildir, belki sadece ben öğrendiğim her şeyin bende dikenli bir eşiği geçmiş hissi verdiğini düşünüyorumdur. Uzun zamandır karşılıklı oturarak hayata/hayatlarımıza dair yapılmış bir sohbetin öznesi olmadım. Zoom... Continue Reading →
İklim Değişikliği ve İklim Göçleri
Sanayi Devrimi’nden sonra artan endüstriyel üretim yoğun bir karbon ortaya çıkarınca atmosferde sera gazı birikmesine sebep oldu. Doğanın kendine özgü sera gazı emilimi sağlayan ve atmosferde sera gazı birikmesini engelleyen okyanuslar, ağaçlar, doğal çukurlar büyük miktarda sera gazı emilimi gerçekleştiremez oldu ve endüstriyel kirlilik de onları tahrip etti. Atmosferin zarar görmesi ile güneşten gelen zararlı... Continue Reading →
islam’ın bugünkü meseleleri
İslamın Bugünkü Meseleleri, Erol Güngör, İstanbul: Ötüken Yayınevi, Ekim 2011, 264 sayfa. Erol Güngör’ün Hicret’in 15. senesine girerken kaleme almış olduğu kitap, Türkiye’deki ve dünyadaki siyasi ve sosyal olayların havasında kaleme alınmıştır. Güngör, kitaba başlamadan önce Müslümanların İslam davasının siyasi bir dava olmadığına inandığını belirterek, yeni bir medeniyet inşasını ortaya koymak ve bu inşayı yüceltmek... Continue Reading →
Küresel Bir Karşı Kültür
Susan Buck-Morss[1], 11 Eylül saldırıları sonrası dünyanın gündemine oturan küresel şiddetin yol açmış olduğu algıların köklerine inerek, Batı’da moderniteyi eleştiren “Eleştirel Okulu” ve siyasi bir ideoloji olan İslamcılık’ı birlikte okuyarak bir “karşı kültür eleştirisi” yapmak amacıyla bu kitabını yazıyor. Onun küresel sol ve İslamcılık’ın modernite ve küresel kültüre eleştirisinde oryantalist bir bakış açısından çok, İslamcılığı... Continue Reading →
The Century of The Self (Ben Devri)
Ben Devri belgeselinde kitlelerin kontrolünün nasıl ele alındığını anlattım: Psikanalizin kurucusu olan Avusturyalı filozof Freud, insanların benliklerinin üç evresi olduğunu dile getiriyor. Bunlar id, ego ve süperego. İd, insanın hayvani dürtüleri ve temel ihtiyaçlarını karşılayacağı içgüdüleri. Süperego, toplum ve içinde yaşanılan kültür tarafından insana öğretilen ve bilinçaltına etki eden öğretilerin bilinç dışına vurumu. Ego ise,... Continue Reading →
Zanzibar-Tecrübe Paylaşım Programı
TİKA’nın Tecrübe Paylaşım Programı kapsamında bu yıl 12 Sivil Toplum Kuruluşu’nun seçtiği 500 üniversite öğrencisi dünyanın 30 farklı ülkesine gönderildi. Yaklaşık 20 kişilik gruplarla yola çıkan öğrenciler çeşitli ülkelerde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirip TİKA’nın yapmış olduğu faaliyetleri deneyimlediler. Ben de Genç Derneği tarafından TİKA’nın düzenlemiş olduğu bu programa seçilen gönüllüler arasındaydım. Tanzanya’da Zanzibar adasına ve... Continue Reading →
İslam’da Bilim Tarihi ve Felsefesi Üzerine
GELENEK VE BİLİM İslam’da Bilim Tarihi ve Felsefesi Üzerine, OSMAN BAKAR, Gelenek Yayınları, sf. 198 Asıl adı "Tawhid and Science" olan Gelenek ve Bilim adlı eserinde Osman Bakar, İslami bilimlerin kendi deyimiyle “tarihini ve felsefesini’’ ele almaktadır. Onun İslami bilimden kastettiği; İslam kültürü ve medeniyetinin teşekkülünden itibaren meydana gelmiş insan ve doğa bilimlerinin hepsini kapsamaktadır.... Continue Reading →
AFGANİSTAN’DA BAÇA BAZİ
Baça bazi; Afganistan alt kültüründe 6-18 yaş aralığındaki erkek çocuklarına uygulanan cinsel istismar ve tecavüzün adıdır. Baça bazi erkek çocuklarıyla oynamak anlamına gelir. Küçük yaşta kaçırılan veya fakir ailelerce satılan erkek çocuklar politikacılar, polisler, komutanlar ve elit kesimlerce kullanılır. Cinsel istismara maruz kalmış bir erkek çocuğu nerede olduğu bilinmeyen bir restoranda alıkonulmuş İslam dininde bulunmayan... Continue Reading →
dünya tarihine yeniden bakmak
Batılılar tarihlerini üç döneme bölerler: Antik Yunan, Orta Çağ, Sanayi Devrimi sonrası. Bu onların dünya tarihleridir. İşin trajikomik yanı bu dünya tarihini 18. yy sonrası yazmışlardır. Dünya tarihi yani tarih şüphesiz ki ilk medeniyetle başlar. Mezopotamya, Mısır, İndus ve Çin tarihteki ilk medeniyetleri ortaya çıkarmış topraklardır ve buralarda toplumlar birbirilerinden bağımsız olarak yerleşik hayata geçip... Continue Reading →